Emperyalistler bir ülkeyi parçalamak istediğinde, görevlendirecekleri kriptoları o ülkenin asli unsuru olan etnik kökenlilerden seçmezler.
Çünkü asli unsurların, kendi milletine karşı yeteri kadar acımasız olamayacağını varsayarlar.
Ama asli unsurları da asla boş bırakmazlar.. kriptolar eliyle yönettikleri vakıflar, okullar, kulüpler ve dernekler vasıtası ile “kullanışlı aparat” haline getirmeye çalışırlar.
“Kullanışlı aparat” konusunda da uzun vadeli faaliyet gösterirler.
Çünkü bilirler ki; bir aparatı % 10 kullanışlı hale getirirlerse.. onun çocuğunu % 30, torununu ise % 80 kullanışlı hale getirirler.
Vakti geldiğinde de, dini ve milli değerlerinden uzaklaştırdıkları bu aparatları istedikleri gibi kullanırlar.
Emperyalistler, yakın tarihimizde kripto örgütleri olan “Hınçak – Taşnak Ermeni Terör Örgütleri”, “Rum Müdafa Cemiyeti” vs.. gibi örgütlerini organize ederek Osmanlı Devletini yıkmayı başardılar.
Cumhuriyet sonrasında ise bu teröristler kendilerine Türk ve Müslüman isimleri aldılar, kripto olarak yıkım faaliyetlerini çok daha gizli ve çok daha organize yürütmeye devam ettiler.
Fetö terör örgütü lideri ve yakın avenesi de bu kriptolardandır. Türkiye’nin, emperyalistlerin güdümünde olması ve dahi parçalanması için 1950 lerden beri özenle hazırlanmış, çok sayıda “kullanışlı aparat” yetiştirebilsin diye de emperyalistler tarafından önleri sürekli açık tutulmuş ve desteklenmiştir.
PKK terör örgütü ise yine Hınçak-Taşnak’ın devamı olup, emperyal güçlerin Türkiye’yi parçalamakla görevlendirdiği bir kripto örgütüdür.
Sözde, Kürt halkının haklarını savunur!..
Fakat, kandırarak ya da zorla kendine aparat yaptığı Kürt gençlerine, Kürt kökenli vatandaşları kırdırarak veya yerlerinden yurtlarından ettirerek en büyük zararı yine Kürtlere verir.
Emperyalizm, PKK üzerinden öyle bir düzenek kurmuştur ki.. bir taşla üç-dört kuş birden vurmayı hedeflemektedir.
Birincisi; Hınçak-Taşnak, Müdafa Cemiyeti örgütlerinin Ermeni ve Rum kökenlilerden teşekkül ettiği biliniyordu. Onların yüzünden de devlete sadık olan masum Rum ve Ermeni halk zarar görmüştü. PKK ile dikkatler Kürtlerin üzerine çekildiği için bu zarar önlenmiş oldu.
İkincisi; Ermeniler 2500 yıldır mücadele halinde oldukları Kürtlerden, PKK vasıtasıyla intikamlarını almış olacak.
Üçüncüsü; Bu coğrafyada bir Kürt–Türk çatışması çıkarmak.
Dördüncüsü de, güçlü bir Türkiye’nin önünü almak.
Dolayısıyla; PKK’nın da, yan örgütlerinin de, siyasi uzantısının da üst yönetimlerinin tamamı kriptodur.. bir tane bile Kürt kökenli yoktur.
Fetöyle, PKK ve uzantılarıyla yanyana duranlar ve onları meşrulaştırmaya çalışanlar da elbette çok tehlikeli birer kriptodur.
Soy ağacı uygulamasıyla birlikte devlet bu kriptoların tamamını biliyor artık.
Bunların son dönemlerde iyice hırçınlaşmalarının, milletin dini inançlarına alenen saldırmalarının, şehitlere küfretmelerinin sebebi de; deşifre olmaları sonucunda ortaya çıkan bir travma halidir.
Suat Ozan