Belediye işçisi açısından yönetenin AKP veya CHP’li olması hiç fark etmiyor. Çünkü; emek sömürüsünün, hak ettiği ücreti alamamanın, küçük bir itirazda sürgün tehditinin ve covit süresinde uygun çalışma koşullarının sağlanamadığı” yönetim şeklinin sistemsel bir hastalık olduğunu iyi biliyor. Bu sürecin adını da “emek sömürüsü” olarak isimlendiriyor.
Bu yazıdaki konumuz ise “belediye işçi ve memurlarının sorunları ve özelinde Avcılar belediyesi emekçilerinin yaşadığı problemler. 31 Mart 2019 mahalli idareler seçiminde Avcılar ilçesinde Bağımsız Sosyalist Aday olmam, bir önceki dönemde alacaklarını alamayan ve bu dönemde TİS görüşmelerine yanaşmayan yönetim nedeniyle; eylemlerine destek verdiğim işçi dostlar beni aradı ve “hocam sorunlarımız var, bize yardım et” demeleri üzerine, bu yazıyı yazma gereği duyduğumu da belirtmek isterim.
Avcılar Belediyesi iştirakı olan Bathonea A.Ş. firması üzerinden belediye bünyesinde çalıştırılmak üzere işçiler işe alınıyor.
SGK dökümümde 5510 sayılı kanunun 4a bendine göre ve meslek kodu: 9622.01 olarak tanımlanan "Beden İşçisi(temizlik)" ve 9622.02 olarak tanımlanan Beden İşçisi (Genel)” kadrolarıyla istihdam ediliyorlar. 02/04/2018 tarihinden önce işe alınan emekçiler güvencesiz ve kadrosuz kadrolardan, yayınlanan KHK ile “bir nevi” kadroya alındılar. Belediye bünyesinde işçi kadrosunda 1260 (59 kişi müteahhit firma üzerinden iştirak kadrosuna geçişi yapılan) ve memur kadrosunda ise 340 civarında kadrolu memur ve 130’a yakın sozleşmeli memur çalışıyor. Temizlik işçisi olarak çalışanların iş tanımında “Taşıma, kaldırma, istifleme, kürekleme, kazma ve benzeri işleri kol gücü ile kazma, kürek, el arabası ve sokak süpürgesi gibi basit işçilik aletlerini gerekli yerlerde kullanarak çalışan kişidir” denmektedir. Ancak bazı işçiler bu kadroya uygun işler yerine başka görevlerde çalıştırılıyor. Yukarıdan torpilli olanlar daha iyi kadrolarda (eğitmen) olmayanlarda geri görevde çalıştırılıyor. Ya da bazı işçilerin sigorta girişlerinde eğitmen yazdığı halde yukarıdaki gibi temizlik işçisi kadrosunda gösterilip, çalıştırılıyor. Bu çalışanlardan birçoğu ya üniversite mezunu değil ya da üniversitelerin eğitmen ünvanı alacakları bölümlerden mezun bile değiller.
Bu dönemde de işçiler birçok problemle karşılaşıyor veya kendilerine ayrıcaklı muamele edildiğini her konuşmalarında dile getiriyor. Sorunlardan örnekler verecek olursam;
- İlk ve en temel sorun Avcılar Belediyesi işçilerin maaş sorunu. CHP’li belediyelerde minimum işçi maaşı 3100 TL olacak diyen Genel Başkan Kılıçtaroğlu’nun sözüne rağmen, işçilere yemek ve yol ücreti dahil 3400 TL maaş veriliyor. İşçiler bu ücretin ortalama 700 TL’si yemek ve yol için kullandıklarını ve asgari ücretten (2825,90 TL) daha düşük ücret aldıklarını belirtiyor. Tabi belediye yönetiminin parti başkanın sözüne, daha önce Kartal belediyesi çalışanları kadar iyi maaş aldıkları halde bu dönemde; Küçükçekmece ve Esenyurt işçilerinden bile daha düşük maaş aldıklarını söylüyorlar. Zam talebine ilişkin ise belediye başkanının genel olarak “borçlar vb” işaret etmesi ve kendilerine vicdan sömürüsü yaptıklarını hemen hemen tüm belediye emekçisi söylüyor.
- Başkan ise kendine yakın olanları daha yüksek maaş alacakları bölümlere geçiriyor veya işe alıyor. Sigorta girişleri de buna göre yapılıyor. Yani işçi sınıfı içinde bile aynı eğitim düzeyindekiler arasında adamı olan için sınıfsal farklılık yaratılıyor. İster istemez işçiler arasında da bu adaletsiz ve liyakatsiz atamalar sorunlara neden oluyor. Bir işçi başka bir işçiye, başkanın eliyle ezdiriliyor. Tabi işçilerle konuştuğumda kendilerine “açıktan mobbing” uygulandığı da söyleniyor.
- İşyerinde herhangi bir konuda küçükte olsa bir itirazda bulunan işçiye "seni ya Tahtakale’ye gönderirler ya da bir şantiyeye sürerler. Zaten beden işçisisin sen de gidip sokaklarda süpürgecilik yaparsın!” diyerek, işçinin emeği de kötüymüş gibi düşündürülüp; “iyi düşün bak sonra huzursuz olursun" gibi söylemlerle karşılarına ilgili birimin amirini çıkarılıyor. Yani sürgün yolu tanımlandığı söyleniyor.
- İşçilerin tepkisine neden oluyor. 2022’nin Haziran ayında işçiler adına Belediye-iş yönetimiyle toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yapılana kadar, işçilerin mevcut düşük maaş koşullarında çalışmaya devam etmesi isteniyor. Tabi belediye emekçileri başkan kadar sendika yönetiminin pasif tavrını da eleştiriyor. Konu ile ilgili işyeri temsilcisi ile görüştüm. Kendisi de “yönetimden kaynaklı bir sorundan dolayı, işçilerin bu durumda olduğunu” söylemek isterim.
- Bazı emekçiler ise mevcut çalışma koşullarına itiraz ettiklerinde; emeğinin karşılığını aldığı halde; “Burası CHP Belediyesi! AKP yönetimi gelseydi sizler için çok daha kötü olurdu. Aman ses çıkarmayın! Senin maaşını CHP veriyor. AKP’den maaş alabilir miydin?” gibi sözlerle, işçiler hizaya çekilmeye çalışıldıklarını söylüyor.
Covit sürecinde kamu kurumlarında esnek çalışma konusunda genelgeler yayınlanıyor. Ancak işçinin emekçinin hakkını savunduğunu söyleyen CHP yönetimi ve özelinde Avcılar Belediyesi yönetimi; Covid sürecinde esnek çalışma ile ilgili kaymakamlığa itiraz edip, “çalışanlarımın çoğu hasta hizmet verebilmek için tam kadro çalışmam gerek diye” ilgili kaymakamlığa yazı gönderiyor! Onay alamayınca da, çalışanlarını ya bağlı oldukları müdürlük eliyle ya da sanki kendileri isteyerek çalışmak istiyorlar gibi zorla genelgeye aykırı bir şekilde kendi rızalarıyla çalıştırdıklarını söylüyor.
Bu usulsüz ve kanunun tanımladığı genelgeye uygun çalışmama düzeni yüzünden belediye işçileri covid nedeniyle hayatını kaybediyor. Bir belediye işçisi covit nedeniyle hayatını kaybediyor. Genelge gereği “Covid sürecinde esnek çalışmak istiyorum” diye ses yükselten işçiye ise "eminmisin! denerek; “esnek çalışmada bir bakarsın sosyal desteğe gönderilmişsin ve kendini erzak dağıtımında bulup, alanda fazla mesaili çalıştırılıp, mesai ücreti bile almazsın” dendiği işçiler tarafından söyleniyor. Tabi bu süreçte o işçiler arasında yapılan ayrımcı ilişki tam da bu noktada tekrar kendini gösteriyor ve “mesaiye kalmayan yönetim yakınları işçiler, mesaiye kalmış gibi gösterildiğini belirten işçiler bu ayrımcı muamalenin iş motivasyonlarını düşürdüğünü söylüyor. Diğer bir yandan “emek verdiği halde mesaiye kalanlar birçoğu covit sürecinde iş güvencesiz çalıştırıldığından dolayı müdürlerin baskısı ile mesaiye kalmak zorunda bırakılıyor ancak mesai ücretlerinin ödenmediğini belirtiyor”. Çünkü her seferinde Avcılar Belediye Başkanı Hançerli "bakın ben sizin maaşlarınızı gününde ödüyorum. Önceki dönemin borçlarını (sanki kendi partili yoldaşı değilmiş gibi eskiyi karalayarak) ödüyorum zor durumdayım, diyerek bir işveren olarak işçilerden yardım talep ediyor. Yani AKP iktidarının işçilere sergilediği tutumun bir benzerini ortaya koyuyor.
COVİT önlemleri ve esnek çalışmaya uyulmuyor mu?
İşçilerin maaş konusu dışında ençok rahatsız olduğu konuda pandemi koşullarında çalışma koşullarının iyi olmaması. Belediye başkanının “pandemi sürecinde kendi ikbal ve geleceğini düşünerek işçileri covit önlemlerine karşı savunmasız” bırakıldıklarını belirtiyor.
Covit sürecinde “çalışanlara test yapılmadığını, sosyal mesafe olmayan ortamlarda ve şantiyelerde 20 kişilik soyunma odalarında 100 işçi birlikte üstünü değiştirmek zorunda kaldıklarını” söylüyor. İşçiler kendilerine “Tekstil mühendisleri odasının belirtmiş olduğu standartlar dışında maske dağıtıldığını ve dezenfakten dağıtımı konusunda sorun olduğunu” söylüyor.
Tekstil mühendisleri odasının standartları var, ona uymuyor. Imar Müdürlüğü’nde alınmayan önlemler nedeniyle en az “18 kişinin covid olduğunu ve dönüşümlü çalışmaya uyulmadığından” bu problemle karşı karşıya kaldıklarını belirtiyor. Bu nedenle bazı ofislerin (zabıta kalemi, mali büro, yazı işleri gibi) kapanmak zorunda kaldığını da belirtiyor. Talepleri ise “kamuda dönüşümlü çalışma ile çalışmada da sürekliliği sağlamak ve bu şekilde çalışanların korunmasının” sağlanmasını istiyor. Memurlarda “esnek çalışmanın ise yeni başladığını, yani iş işten geçtikten sonra başlatıldığını” beraberinde ekliyorlar. Birçok arkadaşlarını yoğun bakımda kaldığını da belirterek, kendilerine sıranın ne zaman geleceğini merak ettiklerini söylüyorlar.
Temizlik işçileri (sokakta emek verenler) bir dönem belediye başkanının çalışanlara çip takılması konusunun gündeme getirdiğini de söylüyor. Bunun amacı ise “işçilerin kaytırıp, kaytarmadıklarını kontrol etmek istemeler ve gün içinde nerede olduklarının gözlemlenebilmesi” diye emekçiler büyük bir itiraz yükseltiyor. Biz köle değiliz diyorlar. Işveren bize “hastalanırsak nerede olacağımızı” bilmek istiyorum diyor ancak emeçiler “biz gerçeği biliyoruz”, diyorlar.
Bir dönem İngiltere’de gündem gelen bu çip uygulması için O'Grady, “mikroçiplerle, patronların çalışanlar üzerinde daha fazla güç ve denetim elde edeceğini” belirtiyor ve ekliyor "İşverenleri bundan uzak durmaya çağırıyoruz" diye itirazını yükseltiyor.
Belediye memurları ise ; “alacaklarını alamadıklarını, önceki dönemden kalan; toplu iş sözleşmesi; ikramiye ve arazi harcırahının 31 Mart 2021 tarihine kadar ödeneceği söylendiği halde, hala ödenmediğini söylüyor. Başkan Hançerli’nin 2020’de TİS görüşmelerinde memurlara zam yapmadığını ve 2021’de ise çok düşük (200 civarı artış) bir farkın yansıtıldığını belirtiyor. Genel olarak memur kadrosunda çalışan emekçilerde belediye başkanının “vicdan sömürüsü yaptığını” ve belediyenin durumunu bahane ettiklerini söylüyor. Bu konuda şahsen belediye memurlarının yaptığı bir eyleme katıldığımda belediye başkanının eylem kırıcılığı yaptığını ve işçiler eylemi sırasında basın emekçilerine dönüp “hukuka uygun taleplerde bulunmadıklarını” söylediğine şahit olduğumu belirtmek isterim. Bir aydın sorumluluğuyla tüm bu sorunların gündeme getirilmesinin ve işçilerin mağdur edilmemesi için kamuoyuyla paylaşılmasının önemli olduğu düşünüyorum. Sendika yönetiminin ise emekçileri mevcut sorunlarının çözümünde daha duyarlı olması gerektiğini ısrarla telafuz ediyor.
Dr. Savaş KARABULUT (Deprem Bilimci, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı)